Corona (Korona) Virüsü Nedir? Nasıl Bulaşır? Nasıl Korunuruz? Nasıl Teşhis Edilir? COVID-19 Tedavisi Nasıldır?

Korona Virüs

Önemli Not: Tüm Dünya onu konuşuyor: Corona virüs nedir? Korona virüs nasıl bulaşır? Korona virüsten nasıl korunuruz? Korona virüs nasıl teşhis edilir? COVID-19 hastalığı nedir?

Makalemiz yalnızca Korona virüs hakkında temel bilgiler vermek amacıyla hazırlanmıştır. Makalemiz Şubat 2020’da hazırlanmıştır ve  Nisan 2020’de güncellenmiştir. İleri ki tarihlerde burada geçen sayılar ve bilgilerde mutlaka değişiklikler olacaktır. Korona virüs’ün sebep olduğu n-COVID-19 grip hastalığına karşı tedavi olmak veya daha fazla bilgi edinmek için doktorunuza danışabilir veya ALO 184 Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM) Danışma Hattı’nı arayabilirsiniz. Gribe yakalandığınızı düşünüyorsanız hiç vakit kaybetmeden yetkililerle iletişim kurunuz.

Corona (Korona) virüsü nedir?” sorusuna cevap aramadan önce “virüs nedir?” konusunu anlamaya çalışırsak ne ile karşı karşıya olduğumuzu netleştirmiş olacağız. Hatta virüs ve bakteri arasındaki farklara da değinmek istiyoruz.

Öncelikle “virüs nedir?” sorusu ile başlayalım. Virüs kelimesi Latince kökenlidir ve “zehir” anlamına gelmektedir. Elbette virüsler birer zehir değildirler! Fakat insan hayatını zehir edebilecek kadar tehlikeli olabilmektedir.

Virüsler tek başlarına canlılık özellikleri göstermeyen, türünü devam ettirebilmek için kendinden daha gelişmiş canlı sistemlerini (organizmaları) taşıyıcı ve kopyalatıcı olarak kullanan çok çok küçük yapılardır. Virüslerin temel özelliği, ilgi duyduğu hücreye bulaştığı anda onun duvarını delerek kendi benzerlerinin oluşması için hücrenin beynini yıkamaktır.

Çok küçük olduğu için mikroorganizma grubunda yer alırlar. Virüsler bir bakteriden 10 ila 1000 kat daha küçük olabilmektedir. Bu sebeple virüsleri normal mikroskoplar ile görebilmek mümkün değildir. Ancak elektron mikroskobu gibi çok gelişmiş mikroskoplar ile görüntülenebilirler.

Bir virüsün yapısı
Bir virüsün yapısı

Mikroorganizmaların boyutlarını en küçükten büyüğe doğru gösteren video:

 

Yeri gelmişken bakterilere de değinelim. Bakteriler virüslere göre çok daha gelişmiş bir yapıya sahiptirler ve dünya üzerinde bir çok yerde bulunurlar. Vücudumuzda bizimle yaşayan faydalı ve zararlı bir çok bakteri mevcuttur. Yemeklerde tükettiğimiz yoğurdun oluşmasında dahi bakteriler gereklidir.

Hatta dünyamızın oluşumundan sonra yer yüzündeki ilk canlılar da bakteriler idi. Mikroskop ile görülebilirler.

Verem, kolera, frengi, şarbon, cüzzam ve veba hastalıklarına sebep olan zararlı canlılar, bakterilerdir.

Bir bakterinin yapısı
Bir bakterinin yapısı

Virüsler için tek başına canlı değildirler demiştik, işte bu noktada virüsün çoğalması için kendisinden daha gelişmiş bir canlıyı yani bir hücreyi ziyaret etmesi gereklidir. Bu ziyaret olayına “bulaşma” diyoruz. Örneğin “bakteriyofaj”, bakterileri ele geçirerek kendini çoğalttıran dünyadaki en yaygın virüs türüdür.

Grip, uçuk, kuduz, hepatit B, suçiçeği, aids gibi hastalıklara virüsler sebep olmaktadır.

Bizim hayatımızı kabusa çeviren virüsler ise bizim hücrelerimize yerleşip çoğalan türlerdir. Virüslerin üzerinde bulunan kol benzeri yapılarda proteinler bulunmaktadır. İşte virüsler çoğalması gereken yeri bu protein kollar aracılığı ile tanımaktadır.

Bazı virüs türleri
Bazı virüs türleri

Örneğin grip (influenza) virüsü akciğerleri hedef almış dünyadaki en bulaşıcı virüs türüdür. Yani elimize grip virüsü bulaştığında eğer onu solumadan ellerimizi güzelce temizlersek virüsün bizi grip yapma etkisinden kurtulmuş oluruz. Çünkü bu virüs soluma yolu ile akciğerlere yerleşerek hasta eder.

Virüsler ve bakteriler arasındaki farkları merak ediyorsanız aşağıda yer alan videoyu izlemenizi öneririz:

 

Şimdi gelelim makalemizin konusu olan Korona Virüs’e:

Korona Virüs’ü nedir?

Korona virüsü, solunum sistemini hedef alan bir virüs türüdür. Korona virüsü solunum sistemine bulaşarak vücutta hızla yayılmaya çalışmakta ve özellikle akciğerlerin işlevini bozarak burada enfeksiyona sebep olmakta, nefes almayı güçleştirmektedir. Bu enfeksiyondan dolayı akciğerlerde pnömoni yani zatürre gelişebilir.

Coronavirus (Covid-19) Hastası Akciğerlerinin 360 Derece Sanal Görüntüleme Videosu:

Korona virüsünden etkilenen bir hasta kısa zaman içerisinde akciğerlerindeki sıvı birikmesinden ötürü kaliteli nefes alamamaktadır ve bu duruma bağlı olarak da vücuda oksijen girişinde ciddi oranda azalma ortaya çıkmaktadır. Oksijen bizler için hayati öneme sahip bir gazdır. Aldığımız oksijen miktarının azalmasından ötürü kalbimiz ve bir çok sistemimiz yavaş yavaş devre dışı kalmaya başlar. Eğer önlem alınmazsa, kişinin yaşına ve bağışıklık sisteminin gücüne de bağlı olarak hastalık çoklu organ yetmezliğinden ölümle sonuçlanabilmektedir.

Ayrıca solunum yetmezliği ile ilgili sıkıntılarınız var ise buraya tıklayarak firmamızı arayabilir , buraya tıklayarak Whatsapp ile bize ulaşabilir veya buraya tıklayarak solunum yetmezliği ürünlerimize göz atabilirsiniz

Korona Virüsü Nasıl Ortaya Çıktı? COVID-19 adı nereden gelmektedir?

Maalesef dünya üzerindeki bazı toplumlar vahşi yaşama ait canlıların da etlerini tüketmektedirler. Vahşi yaşama ait bir hayvanın bünyesinde de virüsler bulunmaktadır. Eğer o hayvanda bulunan bir virüs bir insana bulaşırsa bunun sonuçları çok ağır olabilir. Zaten korona virüs hayvanlarda bulunan bir virüs türüdür. Örneğin SARS hastalığına neden olan SARS-CoV virüsü “misk kedisinden“, MERS hastalığına neden olan MERS-CoV virüsü ise “tek hörgüçlü develerden” insanlara bulaşmıştır.

Wuhan Pazarı
Salgının başladığı kabul edilen Wuhan Pazarı (sıfır noktası)

İşte Çin’in Hubel eyaletine bağlı Wuhan kentinde de yaşanan durum budur. Korona virüsün, vahşi ve egzotik hayvanların yenmesi için satılan bir pazarda bir “yarasadan” ya da bir “pangolinden” insanlara geçtiği düşünülmektedir. Çok kısa bir süre içerisinde Çin’de hızla yayılan bu virüsün sebep olduğu ölümlerde artış olunca karantinalar ve sokağa çıkma yasakları ile virüsün yayılma hızının önüne geçilmeye çalışılmıştır fakat ülke dışında da korona virüs vakalarında hızlı bir artış gözlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tüm ülkelerin konuyu önemsemeleri için uyarılarda bulunmuştur. Korona virüsler daha önce de dünyada gözlemlenmiştir fakat bu yeni tür diğerlerine göre daha çok ölüme sebep olduğu için tüm dünya alarm haline geçmiş ve güvenlik önlemleri arttırılmıştır.

Koronavirüs aslında tek tür değildir. Bu onun genel adıdır. Bu virüsten önce salgınlara sebep olan pek çok koronavirüs türü bulunmaktadır. Bu virüsler; NL63, 229E, OC43, HKU1, SARS-CoV, MERS-CoV‘dur.

Günümüzde karşımıza çıkan bu virüs, SARS (İngilizce açılımı: “Severe Acute Respiratory Syndrome“, Türkçe açılımı: “Şiddetli Akut Solunum Sendromu“) isimli hastalığa neden olan SARS-CoV isimli virüsün yakın bir kuzenidir. Bu sebeple virüsün resmi adı SARS-CoV-2 olarak belirlenmiştir. CoV, Corona Virus kelimelerinin kısaltmasıdır.

2019 yılı sonunda ortaya çıktığından kod adı COVID-19’dur. (Corona Virus Disease-19 yani Korona Virüs Hastalığı-19) Ayrıca 2019-nCoV adıyla da karşımıza çıkıyor çünkü bu yeni bir koronavirüs türüdür, nCoV kısaltmasının başında “n” harfi “novel” yani “yeni” anlamına gelmektedir.

Virüslerin kod adları ve onların sebep olduğu hastalıklar farklı isimlendirilirler. Örneğin HIV virüsü AIDS hastalığına sebep olmaktadır. SARS-COV-2 virüsü de COVID-19 hastalığına yol açar.

Koronavirüsler gerçekte çok ender ölümcüldürler, fakat bazen mutasyona yani genetik yapısında değişime uğrayarak ölümcül hale gelebilirler.

Koronavirüs’e ve Diğer Virüslere Bağlı Ölümleri Zamana Göre Kıyaslayan Grafik Video:

Korona virüs nasıl bulaşır?

Virüsler ile ilgili daha önce de anlattığımız gibi her virüsün sebep olduğu hastalık türü farklıdır. Örneğin “aids” virüsü kana karışarak bağışıklık sistemini zayıflatmaya çalışır veya “hpv” virüsü jenital organlara yerleşerek ciltte deformasyon oluşturabilir ve özellikle kadınlarda rahim ağzı kanser riskini arttırmaktadır.

İşte Korona Virüs de solunum yollarını hedef alır. Virüsün temel amacı solunum yollarına tutunarak burada kendini çoğaltmak ve akciğerlerin işleyişini aksatmaktır. Yani korona virüsü, akciğerlerin işleyişini ciddi oranda hasara uğratan bir grip virüsü türüdür. Grip hastalığının tıp dilindeki karşılığı “influenza” veya “enflüanza” olarak bilinmektedir. Kısaca korona virüs, influenzaya (gribe) sebep olur.

Prof. Dr. Serhat Ünal, Korona Virüsün Sebep Olduğu Hastalıkları Anlatıyor:

Korona virüs bulunan bir kişi hapşırdığında veya öksürdüğünde solunum sisteminde bulunan virüsler havaya karışarak başkaları tarafından solunduğunda virüs bulaşmış olur. Ayrıca vücudunda öksürük ve hapşırmaya bağlı olarak virüs bulaşan kişilerle yakın temas sağlandığında, bu virüsün solunması da bulaşması için yeterlidir. Ellerimizi temas ettirdiğimiz yüzeylerde korona virüs bulunması durumunda, elimizi yüzümüze götürdüğümüzde virüs akciğerlere ulaşabilir.

Prof. Dr. Ateş Kara, Korona Virüsün Bulaşma Yöntemlerini Anlatıyor:

Korona virüsün sebep olduğu COVID-19 grip belirtileri nelerdir?

Korona virüs bulaşan bir kişinin grip olması ile hastalığın belirtilerinin başlayacağı süreç 2 ila 14 gün arasında değişmektedir. Ateş, öksürük ve halsizlik tüm grip türlerinde ortak semptomlardır fakat hastada nefes darlığı sorunu da baş gösterdiğinde acilen ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye giderek uzman bir doktora görünmelidir. Bazı korona virüs bulaşan hastalarda sindirim sistemi de etkilenmiş bulantı, kusma ve ishal vakaları görülmüştür.

Prof. Dr. Ateş Kara, Korona Virüs Enfeksiyonu Belirtilerini Anlatıyor:

Özetleyecek olursak korona virüs bulaşmış kişide hastalık belirtileri (semptomları) ve bu belirtilerin görülme sıklığı şu şekildedir;

  • Ateş (%98)
    • 37.3 dereceden düşük (%2)
    • 37.3 – 38 derece arası (%20)
    • 38.1 – 39 derece arası (%44)
    • 39 dereceden yüksek (%34)
  • Öksürük (%76)
  • Nefes Zorluğu/Darlığı (%55)
  • Bitkinlik veya Kas Ağrısı (%44)
  • Balgam Üretimi (%28)
  • Baş Ağrısı (%8)
  • Kanlı Tükürük (%5)
  • İshal (%3)

2019-nCoV bulaşan hastalarda hafif bir öksürük görülüyor; sonrasında 1 hafta boyunca süren nefes darlığı yaşanabiliyor. Şu ana kadar bu vakaların %15-20 arasının ciddi bir tehlikeye dönüştüğü ve hastanede ventilasyon (oksijen terapisi) gibi bir müdahaleyi gerektirdiği belirlendi.

Korona virüsden nasıl korunuruz?

  • Korona virüsünden korunmanın birincil koşulu hijyendir. Özellikle düzenli el yıkama grip vakalarının azaltılmasında büyük fayda sağlar. Ellerimizi mümkün olduğunca sık 20 saniye süre ile dirseklerimize kadar yıkamalıyız. Çocukların da bu davranışı edinmeleri önemlidir.
  • Ellerinizi yıkamış olsanız bile ağzınıza, gözünüze, burnunuza dokundurmaktan kaçının.
  • Pişmemiş etten uzak durun.
  • Hastaysanız, evden çıkmayın.
  • Kapalı ortamları bol bol havalandırmalıyız. Virüs içeride bulunsa dahi ortamı havalandırmak ona maruz kalma riskini oldukça azaltır.
  • Sıklıkla dokunduğunuz yüzeyleri ve herkesin dokunduğu yüzeyleri sık sık temizleyin ve dezenfekte edin.
  • Genel olarak hasta kişilerden uzak durun.
  • Özellikle evinizde yaşlı bireyler sizinle yaşıyorsa onların sağlığını düşünerek hastayken yanlarına yaklaşmayın ve onlarla temastan kaçının.
  • Eğer su ve sabun bulamıyorsak yanımızda alkol bazlı bir el dezenfektanı taşımalı ve kullanmalıyız.
  • Hapşırırken veya öksürürken, ağzımızı bir mendille kapatmalıyız. Mendil o an yoksa dirsek içimizi kullanarak ağzımızı kapatmalıyız. Kullandığımız mendilleri mutlaka çöpe atmalıyız.
  • Sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durun.
  • Çin’e seyahat edecekseniz canlı hayvan marketlerinden uzak durmanızı ve salgın semptomlarına karşı uyanık olmanızı öneririz.
  • Özellikle bu dönemde sosyal hayatınıza sınırlandırma getirin. Sık sık dışarıya çıkıp ihtiyaç gidermek yerine bir defada tüm ihtiyaçlarınızı gidermeye çalışın.
  • Toplumsal alışkanlığımız olan aşırı samimi tokalaşma ve öpüşme davranışlarını mümkün mertebe azaltmaya çalışın.

Prof. Dr. Serhat Ünal, Korona Virüs Enfeksiyonundan Korunma Yollarını Anlatıyor:

T.C. Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Yeni Korona Virüs hakkında bilgilendirme videosu:

Korona virüsünde maske bizi ne kadar korur?

Tıbbi amaçla kullanılan maskeler bakterilerin yayılmasına veya bulaşmasına karşı koruma sağlayabilir fakat çok daha küçük zararlılar olan virüsler için yetersiz kalabilmektedir. Daha dayanıklı maske türleri N95, FFP2 ve FFP3 tipi maske olarak geçer fakat bu maskeleri asıl kullanması gereken kişiler sağlık çalışanlarıdır. Virüslere karşı tam anlamıyla koruma sağlayabilecek maskeler, ancak biyolojik silahlara karşı kullanılan çok kaliteli maskelerdir fakat hem bu maskeleri bulmak zordur ve pahalıdır, aynı zamanda bu maskelerin filtre sistemleri kalın olduğundan hava alıp vermeyi de zorlaştırmaktadır, yani uzun süre kullanmaya uygun değildir.

Bizce en doğru maske kullanımı özellikle grip olduğundan şüphelenen kişilerin maske takarak başkalarına virüsleri bulaştırma risklerini azaltmalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü Nisan 2020’de yaptığı açıklamalarda maske takmanın koronavirüsü başkalarına bulaştırma riskini azaltmak için gerekli olduğunu belirtmiştir.

Sosyal Mesafeyi Korumanın Önemini Anlatan Video:

Koronavirüs Nasıl Teşhis Edilir? Acaba Bende Koronavirüs Var mı? Ne Yapmalıyım?

An itibariyle koronavirüsün türü sadece hastanelerde ve özel laboratuvarlarda, rRT-PCR testi adı verilen bir yöntemle, kan örneği veya solunum yolundan alınan mukus örneğiyle teşhis edilebiliyor. Sonuçlar genellikle birkaç saat ila birkaç gün içinde elde edilebiliyor.

Bir kliniğe gidecek olursanız, öncelikle semptomlarınıza bakılacak; eğer öksürük, soğuk terleme veya boğaz ağrısı varsa ve nefes darlığı çekiyorsanız (oksijen seviyeleriniz %93’ün altındaysa) size oksijen verilebilir ve hemen yalıtım altına alınabilirsiniz. Tedavi olaraksa arbidol ve nemonaksin (veya linezolid) verilebilir. Ayrıca her halükârda, şüphe halinde kan sayımınız yapılacaktır ve ateşiniz ölçülecektir. Eğer ateşiniz 37.3 derece üzerindeyse, göğüs tomografiniz çekilerek solunum virüslerinin varlığına bakılacaktır.

Eğer ateşiniz yoksa, lenfosit sayımınız yapılacak ve litre başına 1100 altında olup olmadığı incelenecektir. Eğer durum buysa, yine göğüs tomografiniz çekilecektir. Eğer bu durumda virüs teşhis edilirse, viral zatürre tanısı koyulabilir. Bu durumda yalıtım altına alınarak SARS-CoV-2 testi uygulanacaktır. İlaç olarak solunum kuinolonları ve arbidol uygulanacaktır. Test pozitif gelirse, derhal COVID-19 konusunda özelleşmiş hastanelere sevk edilirsiniz.

Eğer viral zatürre teşhisi konamazsa, herhangi bir diğer zatürre olup olmadığı incelenecektir. Eğer başka bir zatürre tipine rastlanırsa, o zatürreye uygun tedaviye başlanacaktır. Bu süreçte başka bir hastaneye sevk edilebilir veya eve gönderilebilirsiniz.

Eğer başka bir zatürre tespit edilemezse veya lenfosit sayınız 1100’ün altında değilse, evde tedavi tavsiye edilebilir ve oral azithromisin veya amoksisilin uygulanabilir.

Çin’deki araştırmacılar, koronavirüsü 8-15 dakika içinde tespit edebilecek bir kit geliştirmeyi başardıklarını duyurdular. Fakat henüz bu konuda net bir bilgimiz bulunmamaktadır.

Covid-19, Nezle, Grip, Allerji vakalarının belirtileri
Yukarıdaki tabloda Covid-19, Nezle, Grip, Allerji vakalarının belirtilerinin görülme sıklığı verilmiştir

Koronavirüsün yol açtığı enfeksiyon tedavisi nasıldır?

Korona virüs bulaşmış bir kişi diğer grip vakalarında olduğu gibi ilk önce istirahat etmelidir. Hastalığın belirtilerini azaltmak ve rahatlatmak amacıyla ağrı kesici, ateş düşürücü ve öksürük ilaçları hastaya verilebilir. Hasta bol bol sıvı almalıdır. Hastanın durumu ağırlaşırsa mutlaka hastaneye yatırılmalıdır.

Virüs bulaşan hastaların %3’ü zatürre ve böbrek yetmezliğine bağlı ciddi komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetmiştir. Gerçekleşen ölümlerin çoğunda ileri yaş, şeker hastalığı, kanser, kronik akciğer hastalığı, kalp ve böbrek hastalıkları gibi durumlar söz konusudur.

Amerika’da ilk koronavirüs hastası remdesivir adlı ilaçla tedavisi başlandı. İyileşme belirtileri gösteren hasta kısa süre içerisinde tedaviye başarılı yanıt vererek bir çok semptomun ortadan kalktığı gözlendi. Remdesivir SARS ve MERS hastalıklarına sebep olan virüslerde bulunan RNA için geliştirilmiştir. Aslında remdesivir’in ilk çıkışı Ebola salgınları ile baş etmek içindi. Kısaca bu ilaç Ebola ve Marburg gibi RNA virüslerinin sebep olduğu SARS ve MERS hastalıklarında da etkili olduğu için umut veriyor.

Yine yapılan araştırmalarda anti-sıtma veya anti-bağışıklık ilacı olarak da kullanılan klorokin’in de COVID-19’u efektif olarak durdurabildiğini göstermiştir.

Fakat yapılan araştırmaların çoğunluğu hayvanlarda başarılı sonuçlar verdiği için insanlarda denenmesi ve sonuçlarının takip edilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerle Çin, 27 Nisan 2020 tarihine kadar remdesivir’i hastalar üzerinde deneyeceğini ve sonuçları inceleyeceğini duyurmuştur.

Yaygın olarak etkili olduğu ispatlanan bir tedavi üretilene kadar, hastalığın kendisinden ziyade, hastalığın semptomları tedavi edilerek, bağışıklık sistemine yardımcı olunmaya çalışılıyor. 1 Şubat 2020 itibariyle, üzerinde çalışılan tedavi yöntemleri ve yaklaşımlar arasında şunlar bulunuyor:

  • Çin’deki bir ekip, 2019-nCoV’a bağlanan bir antijen üretmeyi başardılar. Aynı ekip, 2002 yılında SARS için de bir antijen üretmeyi başarmıştı. Ne yazık ki bu antijenden ilaç üretebilmek için gereken antijen miktarına ulaşmak için birkaç ay boyunca uğraşmak gerekiyor. O noktadan sonra hayvanlarda ve insanlarda deneyler yapılabiliyor.
  • Regeneron isimli bir biyoteknoloji firması, MERS’e karşı 2 ayrı antijen üretmişti. Ne yazık ki bu antijenlerin 2019-nCoV’da da çalışması beklenmiyor; ancak firma, Ebola’ya karşı insan testlerine geçilebilecek düzeydeki bir antijeni 6 ay içinde hazırlamayı başarmıştı.
  • WuXi Biyolojik isimli bir diğer Çin firması, 2019-nCoV’u tedavi etmek için 100 kişilik bir ekiple çalışmaya devam ediyor. Hedefleri, bir rekor olarak görülebilecek 4-5 ay içinde tedaviyi geliştirebilmek.
  • ABD’li RenBio firması, bacak kaslarına enjekte edilen genler yoluyla antijen üretmeye çalışıyor.
  • HIV için kullanılan ilaçlardan bazılarının 2019-nCoV için de çalışması mümkün. Örneğin ABD’li BioCryst Farmakoloji isimli firmanın ürettiği, Ebola tedavisinde de kullanılan galidesivir isimli bir ilaç, koronavirüsü de tedavi etmeyi sağlayabilir.
  • ABD’li Gilead firması, remdesivir kullanarak 2019-nCoV’u tedavi etmeye çalışıyor. Çinli yetkililer 31 Ocak’ta bunu hastalar üzerinde denemeyi kabul etti. Ancak bu ilaç henüz herhangi bir tedavi için önerilen bir ilaç değil ve akademik çalışmalar sadece insan-harici hayvanlarda yapıldı. Acil durumdan ötürü bazı denemeler yapılabilir; ancak ticari kullanımının zaman alması olası.
  • Moderna ve Johnson & Johnson gibi firmalar da profilaktik aşılar üreterek hastalığa karşı önlem geliştirmeye çalışıyorlar.
  • Dünya’nın en büyük aşı üreticilerinden GlaxoSmithKline, 2 Şubat 2020’de yaptığı bir açıklama ile, kendilerinin geliştirdiği yeni bir aşı üretim teknolojisini diğer firmalara açacaklarını ve koronavirüs aşısı üretimini bu sayede hızlandırmayı umduklarını açıkladı. Bu teknoloji, aynı miktarda malzeme ile daha fazla doz aşı üretilmesini ve dolayısıyla test edilebilmesini mümkün kılıyor. Firma, Epidemik Hazırlık İnovasyonları Koalisyonu isimli bir uluslararası ajans ile birlikte çalışıyor.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından, hastalığa yakalanan 44.000 kişi üzerinde yapılan bir incelemede ise şu istatistiklere ulaşıldı:

  • Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkması için gereken medyan süre 14 gün; ancak belirtilerin ortaya çıkması 6-41 gün arasında değişebiliyor.
  • Hastaların %80’inde hastalık zayıf/orta şiddette seyrediyor.
  • Hastaların %14’ünde zaatürre (pnömoni) gibi daha şiddetli hastalıkların oluştuğu görülüyor.
  • Hastaların %5’inde hastalık kritik düzeye ulaşıyor.
  • Hastaların %2’si hayatını kaybediyor.
  • Ölen hastaların çoğunluğunda hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi, halihazırda devam eden hastalıklar bulunuyor.

Genç ve bağışıklık sistemi güçlü kişilerde genellikle belirtiler soğuk algınlığı belirtileri ile aynıdır. Hatta bazı kişiler hiçbir belirti göstermeden bu hastalığı hızla atlatabilmektedir.

Dünya genelinde gerçekleşen ölüm oranlarının yaş aralıklarına bağlı değişimi aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:

Koronavirüs Oranları

Unutulmamalıdır ki antibiyotikler yalnızca bakterilerin sebep olduğu hastalıklar içindir! Virüslerin sebep olduğu hastalıklarda antibiyotikler hiçbir işe yaramayacaktır.

Virüslere karşı geliştirilen aşıların içeriğinde vücudun o virüsü hızla tanıması ve antikor (vücuda giren virüslerin ürettiği maddeleri zararsız duruma getirmek için organizmanın çıkardığı bir madde) üretmesi için gerekli olan “suşlar”(virüsün alt türleri) bulunur.

Bu suşları bilgisayarda bulunan anti-virüs programlarının güncellenmesine benzetebiliriz. Güncellenmiş bir anti-virüs programı da yeni çıkan bilgisayar virüslerine karşı bağışıklık kazanmış demektir.

Henüz Mart 2020 tarihi itibariyle COVID-19 için bir aşı üretilmiş değildir. İleri ki tarihlerde bu konudaki çalışmalar sayesinde mutlaka aşı üretilecektir fakat aşıların deneme süreci ve yan etkilerinin testleri uzun zaman almaktadır.

Ayrıca virüsler bazen mutasyona (yapısal değişime) uğradıkları için kişinin bir önceki virüs türüne bağışıklığı olsa dahi yeni virüs türünden yine hastalanma riski söz konusudur.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; paniğe kapılmadan bilimin ve aklın da yardımı ile nasıl ki daha önceki daha tehlikeli olan SARS ve MERS hastalıkları atladıldı ise bu sorun da atlatılacaktır. Bizler üstümüze düşen korunma yöntemlerini ne kadar iyi yerine getirirsek sadece bu virüse değil bir çok virüs ve hastalığa karşı da önlem almış oluruz. Ayrıca yeni koronavirüs hakkında sıkça sorulan sorulara göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan mobil uygulama olan “Hayat Eve Sığar” programını da öneriyoruz. Bu uygulama aracılığı ile koronavirüsten korunarak riskleri en aza indirebilirsiniz.

“Hayat Eve Sığar” Uygulamasını Tanıtan Video:

HAYAT EVE SIĞAR uygulamasını indirmek için 👇

ANDROID telefonlar için buraya tıklayın: https://t.co/HJrXu8R6Iv

iOS (iPhone) telefonlar için buraya tıklayın: https://t.co/AlaQUQBHBD

Buraya tıklayarak firmamızı arayabilir, buraya tıklayarak Whatsapp ile bize ulaşabilir veya buraya tıklayarak solunum yetmezliği ürünlerimize göz atabilirsiniz

Can Medikal ve Tıbbi Cihazlar ailesi olarak hepinize sağlıklı günler dileriz…